Çoban Kurt Kuzu

Çoban Kurt Kuzu

Çobanın  bütün dünyada anlamı ,işi aynıdır,sürü gütmek,büyük yada küçük baş farketmez bu bazen deve bazende fil olabilir,gütmek ve otlatmak yada sulamak.

     Bizim anadoluda buyük baştan kasıt inek,öküz ve camış var birazda eğede deve ama coğunlukla çoban denince ilk akla gelen koyun kuzu keçi gelir
Tavukta otlatılır ama nedense onu besliyene yada güdene coban denmez.
     kışın zor olsada su geçirmiyen kıl çoraplar sırtındaki kaftanıyla aslında bizim düşündüğümüz kadar soğuktan etkilenmezler,sırtını kapatan tümseğin önünde yakacağı ateşin arkasındaki rahatlığı ve keyfi hiçbir modern yatakta almak mümkün değildir,onca kaloriferli daireler vs içinde insanlar romatizmal hastalıklarla uğraşırken ,şimdiye kadar romarizmaya yakalanan çoban hiç görülmemiştir,tertemiz havanın,beyaz karlar arasında sürüsüne yemini bulması için gösterdiği çaba sürüsü ile öyle derin bağlar kurarki,acıkıp yemek için dizine yatırdığı malı onu keseceğine asla inanmaz.kuzu kuzu boynunu verir,halbuki kuzunun tek korkusu kurt tur,ondan korkar insana sığınır,hatta o insan kendisini koruması için yine kendisine karışınca anlaşılmıyacak kadar benziyen köpeğide amade edilmiştir,öyle ise tek düşman kurttur.
     Anadoluda elli sene öncesine kadar en önde gelen meslekler arasında çobanlık gelirken şimdilerde çobanmısın arkadaş kelimesi karşı taraftaki muhatabını incitebilecek kadar mesleklerin en arkalarına düşmüş durumdadır.Birçok yerlerde çobanlara kız verilmediği için bekar yaşamaktalar yada mesleğini değiştirmektedirler.
    Ardahan doğunun ovalarını barındıran coğrafyamızdır
çobanlık henüz yıldızını buralarda korumaya devam ediyor
  heybetli tasmalarıyla boynunda kalın çivillerle Kocaman iki  köpek  beslenmelerine özen gösteriliyor,süte doğranmış yarı hamur şeklideki ekmeğe bayılıyorlar,hiç sağa sola bakmadan sürüsünün gideceği yönü bilir sürekli etrafında dolanıp dururlar bu hayvanların hiçbiri özel eğitim almaz iç güdüsel olarak sürüyü koruma duyguları çok gelişmiştır,kendi yavrularıymış gibi canlarını ortaya koyarlar.
   Kurtlar genelde dört veya daha fazla şebeke şeklinde dolaşır sürekli toplu poğram ,pröje yaparlar,dışardan bakıldığında köpekten farkı olmamasına rağmen çok daha akıllı ve zeki dirler,sürüye poğramsız ,hesapsız dalan kurt tarihte hiç görülmemiştır ,açlıktan ölse bile sürüye dalmanın raconunu bilir ve onu bekler,içinde kuzuya çok benziyen bir köpeğin olma ihtimalini hiç unutmaz.saldırılacak coğrafya çok önemlidir hem çoban hemde köpeğin yerleri tespıt edildikten sonra yenecek kuzu ensona bırakılır sonra sürüye dalan kurdun ilk aşamada yaptığı iş önüne gelen kuzuyuı boğup bırakmak bütün ilgi bu alana çekilir,köpek ve çoban ın yakalayamıyacağı mesafeden koşarak peşlerine taktıklarında başröllerdeki kurt kuzuyu  kenardan birini kapıp götürmekle biter.
     Röller bellidir
     çoban hem kuzuyu hem kurdu kollamak zorunda
     kurt hem kuzuyu hemde çobanı kollamak zorunda
     kuzu da hem çobanı hemde kurdu kollamak zorunda 
     çoban köpeği de hem kuzuyu hemde kurdu kollamak zorunda
mal hırsız ve çoban,hepsi ancak diğeri ile var ,ancak diğeri ile anlam buluyor.hiçbiri sanaryodaki röllerin taksimcisi değil,değiştirme yada kabüllenmemek gibi bir şansları yok.
    kışın keyifli ama zorlu günleri geride kalmış,yığıntı karların dışında hemen her yer çimlenmeye başlamışken,içine yağmur geçmesin diye diktiği naylonun hışırtısını hem köpekler hemde sürüsü artık kabüllenmiş olacakki hiçbiri ürkmeden yollarına devam ediyorlar,otlanacak yere geldiklerinde çobanın insana ilginç gelen ama sürünün hoşuna giden ıslığıyla mesainin başladığını anlıyorlar,akşamda dönüş ıslığı belli notalarla çalındıktan sonra mesainin  bittiğini hem sürü hemde köpekler anlıyor ve harekete geçiyorlar.
   Çoban kendisine fitoz denmesinden hoşlanıyordu,itoz akıllı zeki,kurnaz,cın gibi anlamına geldiğinden olmalı ,lakabından memnun du.
   Köpeğine mal sahipleri bazen takılıp dalga geçselerde birine fino diğerine kendi lakabını isim yapıp koymuşlardı,fitozun köpeği fino ,kendince kafiyesinden anlam çıkarmış olmalıki ,onca dalga geçmelere rağmen değiştirmemişti.
  Bugün sürüsünü getirdiği yer son derece açık ve hemen her tarafı görülen düz sayılabilecek bir otlaktı,bir üst tepeden hafif hafif esen rüzgarın getirdiği sis olmasına rağmen görüş açısından çıkan bir hayvanı yoktu,fitoz la finonun etrafta durmadan dolaşıp sürüyü kontrol altında tutmasınında getirdiği rahatlıkla ,üç kuru dalla yaptığı sığınağın altına birkaç kuru otla oturduğu yeri yumuşatmış üçgenin öntarafından sürüsünü kolluyordu.
  Fınonun anlamsız bir huzursuzluğu vardı ama fitozun hiç havlamadan etrafta rahat dolaşmasından olmalı pek ciddiye almadı,fitoz daha iri yarı ve daha tecrübeli belkide ondan dı.
  Kurtlar sisin otlaklara doğru gelmesini bekliyor,çobanın rahatlığından istifade ile zamanın olgunlaşmasını bekliyorlardı,üç kurt üç ayrı yerde ama aynı poğramı uygulamak üzere hesap içindeler dı
   Kurdun biri sürüye uzak finoya yakın bir noktaya ilerleyip finonun huzurunu kacıracak,ikinci köpek kurda uzak mesafede olduğu için durumdan habersiz rahat rahat sürünün ucunda bir noktada etrafı seyrederken pröjeden habersiz di
  Çobanın  ve fitoz köpeğinin rahatlığı kurdun pröjesinin parçasıdır.
  Aradan bir saat daha geçmiş durumda bir değişiklik olmamış fino havlama ile mırıldanma arasında seslerle huzursuzluğunu ifade ediyor ama bu duruma ne çoban nede arkadaşı tepki vermiyordu,fino içgüdüsel olarak hissettiklerinin tepkisi olarak durumunu değiştirmemiş olmasınıda kullanan kurtlardan biri sürünün içine doğru dalınca çoban ile fitoz anladılarki fino haklıymış.
   Sürünün tam ortasından dalan kurdun maksadı etrafa savrulacak sürü den birini diğer iki kurdun birinin kucağına atmaktır ,kendisi asla av yapmaz.
  Çoban çadırından çıkıp tüfeğini eline aldığı zaman a kadar kurt sürünün diğer ucundan çıkmıştı,finonun yakınında meydana gelen bu haraeketliliğe fitozun gelmeside kısa sürdü ancak sürünün korku ile sağa sola dağılmalarından sürekli köpeklerin önüne düşüp hızlarını kesmişlerdi,
  İki köpeğin aynı noktaya gidip çobanın da aynı noktaya odaklanması pusuda bekliyen diğer iki kurdun işini kolaylaştırmıştı,en zayıf hayvanın birini yakalayıp yaklaşık elli metre sonra başlıyan yokuştan aşağı sürükliyerek götürdüler
  Öncu kurt tüm hızıyla daha önce planlayıp belirlediği patikalardan hızla ilerlerken köpeklerin menzilinden uzaklaştı,çobanın silah sesinden sonra çağırmasından sonra sürülerinin başına geri döndüler.
   Çoban sürünün etrafında bir iki tur atmasına rağmen kayıplarını fark edemedi,fakat fitoz durumun farkında idi,mahçup ve yenilmişlik hisiyle,sessiz bir şekilde eski konumlandığı noktaya gidip iki ön ayaklarının üzerine kafasınıkoyarak dinlenmeye başladı.
   Hem akşam karanlığı hemde sisten istifade ile doğru zamanda hareketle kurtlar avlarını gerçekleştırmış ama çoban hala haberdar değil.
   Sabah olmuş çoban yüzünü yıkayıp içeceği kadar sütü sağıp ısıtmak üzere her tarafı kömür haline gelmiş bir kulağı kırık küçük tavasının altını iki taş parçasının altına yaktığı ateşin üzerine koydu,kısa bir zaman sonra pişen sütü içtikten sonra köpeklerine de hamurun üzerine döktüğü süt ile yemek hazırlamıştı,bu durum da köpeklerin herzaman olduğu gibi hemen gelmeleri gerekiyordu ama ne fino nede fitoz yerinden bile kıpırdamamış hatta çobanın çağırmasını da duymamazlıktan gelmişlerdi.
   Çoban bu duruma anlam veremedi,köpeklerin aç olmamaları mümkün değildi,bir kere daha çağırdı,yine gelmediler,çoban yanlarına gitmek için hamle yaptığında köpekler sürünün arkasına doğru dolanarak adeta çobana bişeyler söyler gibi idiler.
  Nedense çobanın aklına sürüsünü bir daha sayması gerektiği kanaatı doğdu,birkaç dakkalık çaba ile sürüsünü içinden geçireceği bir kanal oluşturdu,ordan her geçen hayvanı tek tek sayma şansı olacaktı.
   Köpekler sonucu biliyorlar ancak yapaçak bişeyleri yok
   Çoban işini bitirdiğinde anlamıştı ki dün akşamki karışıklıkta bir hayvanını kaybetmişti.
 köpeklere söylenecek bişey yok,hayatın kanunu bu,çoban köpek kurt ve kuzu hepsi birbirine mecbur.