Özellikle gelişmiş ülkelerde bir çok kilise satlığa çıkmış durumda

bunun özellikle refah seviyesi yüksek yerlerde olması iki anlama gelir

birincisi artık insanlar Allaha ihtiyaç duymuyor

ikincisi  modernizim adına insanlara yeterince dini bilgi bilimsel yollarla verilmiyor

   Birçok kilise satışta beklerken satın alınan bazı kiliselerin camiye çevrilmesi ise özellikle dikkat çekmektedir

bunu bir dini cemaat alıyorsa bir sıkıntı

yok insanlar tamamen dini ihtiyaçları için alıyorsa başka bir sıkıntı var

birincisi ideolajık olduğundan zaman içinde yasal tedbirler alarak pröblemi çözmek mümkün,

 ancak dini ihtiyaçları için alınması halinde ortaya cıkacak sonuç ,,

eğer bir din insanın inanma ihtiyacını karşılamak üzere işlev görüyorsa,birinin diğerinden farkı kalmaz ve dünyevi ve uhrevi akibet aynı olur,

dünyevi manada

kiliseyi alan toplum

o kiliseyi satan toplumun refah seviyesine çıktığı zaman alanların da aynı duruma düşmesi sözkonusu olacaktır,,

çünki sonuçta ikiside inançlarını kaynak itibari ile bilimden istifade etmeden itikadi yollarla ,Allaha dünyevi ihtiyaçları için ibadet ediyor olmaları nedeniyle, zaman sonra aynı davranışı göstermeleri ihtimali çok yüksektır.

     İnancı 

gizeme ve mistisizme mahküm eden her din yok olmaya mahkumdur

ve bu dinlere inananlarda saçmalamaya ve anlamsız gayesiz davranışlar göstermeye devam edecektır

terör örgütlerine malzeme olacak

mezarlardan medet umacak

nuskadan,nazar boncuğundan medet umacak

    şunu anlayışla karşılamak lazım

maddenin istilasına uğramış zihnin manaya ulaşması zordur

her anını nesnel baskı ve korku ile doldurduğumuz insanoğluna,ruhsal ihtiyaçlarını karşılasın diye sunulan,dinlerin tamamı önce ailesinden,atasından kopyalar,ruhuna iyi geldiği ve sorgulamadığı müddetçe bu böyle gitmeye devam eder,doğrusu yanlışı ancak araştırılıp sorgulandığında ortaya çıkar.

    Bu arayışı

her söyleneni sorgulıyan

kalıplara mahküm olmıyan

özgürlüğü insan olmanın ilk şartı ve mecburiyeti sayan

özgürlüğü,zihin  beden ve ruhtan başlatıp ulusal be evrensel boyuta taşıyabilen 

vasıftaki insanlar yapar.

    O zaman soru şöyle olacak

bu sayılan vasıflara uygun insan nufusu nedir,yani yedi milyar insanın kaçında bu vasfı buluruz

onlar bu vasfe kendileri mi ulaşır yoksa ulaşma yolları bir veye birkaç sebepten ve güçten olayı kapalımı,

tavukla yumurta meselesine benziyen bir çelişkiye benzese de istiyen herkesin kendi sorgulama yeteneğini kullanarak yukarda saydığımız vasıflara ulaşmasının mümkün olduğunu düşünüyorum.

    Sorgulamak

yerken nekadar ve ne yeiğimizi,nasıl pişiriliğini,nerden geldiğini,kimin getirdiğini,kalitesini,faydası ve zararını 

içerken faydasını ve zararını

konuşurken,vijdan ve adaleti muhafaza eip etmediğini ,gerekliliğini ve gereksizlerini ayıklamayı,bilgi ile zannı karıştırmamayı,duyduğun ile duymadıklarının sendeki etkisini 

çalışırken hakkını verip vermeiğini,hakkından daha  çok yada az alıp almadığını 

    Bunlar için insanın önünde çok fazla engel yoktur

var denirse bahanedir

kolaycılıktır

gerçeklerden kaçıştır,kiliseyi satanlarla ,orayı cami yapanlar arasındaki fark bu farkındalığın üstünlüğüne bağlıdır.