ORMANDAN GELEN EŞŞEK

ORMANDAN GELEN EŞŞEK

Bursa şehri kurulmuş etrafında büyüyen yerleşim bölgeleri Osmanlının beylik döneminden  imparatorluk seviyesine çıkan süreç başlamıştır.
      Bütün amaç ve araçlar belirlendikten sonra herkes kendi işini yapmak üzere menzillerine çekilmiş ,ilimle uğraşan ilimle ,köylü çifçilikle esnaf dükkanıyle asker sefer ve savaşla öğrenciler okulla meşguken  avarenin  biri bunlardan hiçbirini seçmeden  yeşil bursanın yerleşim bölgelerinin dışında bir dağ eteğine gidip inzivaya çekilmiş,çekilmiş ama düşünce alemini  ni yazıya aktarmaya da devam etmiş,yazıya ve düşünceye öylesine kaptırmışki kendini hiç şehre inmeden bulunduğu yerde yaşam  biçimini de oluşturaçak şekilde organize olmak adına kendine bir eşek edinmiş.
     Avarenin bütün işlerini pazara tek başına inen bu eşek karşılarmış,
Pazara  sahipsiz giren eşeği herkes tanır ,üzerindeki nota bakar kendisi ile ilgili bir istek varsa eşeğin sırtındaki heybeye koyar sahibine gönderirmiş.
     Bu durum yıllarca devam etmiş,yaşlanan eşek artık iş göremez hale gelince avare onun yerine başka bir eşeği  bu iş için görevlendirmiş,önce eski eşekle birkeç sefer pazara giden  ikinci eşek artık yolları öğrenmiştır düşünces,i ile yalnız başına yeşil Bursaya pazara gönderir,
gönderir göndermesinede eşek her zaman gittiği yolu şaşırıp Pazar yerine bir gayrimüslimim bahçesine girip orda kendisine verilecek yükü beklemeye başlamış,ev sahibi durumun farkındadır,eşeğin sahibini  de bilmekte dır ,üzerindeki notları okuyup avarenin istediği erzakları devter ,kalem ve kitapları bulur yükler ve eşeği gönderir.
    Eşek burayı artık hep gelmesi gereken yer olarak belirler,yada işine öyle gelir pazarda esnaf,esnaf dolaşıp hepsinin önünde esnafın bütün işinin ,müşterilerinin bitmesini beklemek eşeğin de sabrını zorlamış olacak ki işin kolayını bulmuş her seferinde aynı adama gider avlusunda bekliyerek hazır gelen malzeme ve erzakları heybesine alır götürürmüş.
      Avare olanlardan haberdar dır lakin ilk fırsata kadar sabrdecek sonra eşeği bizzet kulağından tutup pazara bir kere daha doğru yolu göstermek üzere kendi elleri ile  götürecek.
     Bu son sefer diye notlarına ilave ederek isteklerini sıraladığı kağıdı heybeye iliştirir,gelen not ta artık  tek başına yaşamaktan sıkıldığını notu alan ilk esnafın eşeği valiye götürmesini  zarfın arkasında verdiği talimatlada kalan yazıyı ancak valinin yanında açması gerektığını yazar.Notu alan gayri Müslim bu mektupla vali ile arasında bir diyaloğun başlangıcı olması beklentisi ile notta yazılı olduğu gibi yapar 
    kapıda  eşekle birlikte biraz bekledikten sonra ,,,avarenin eşeğini tanıyan vali nın adamları valiye haber verirler , onları içeri buyur eder ler ,eşeğe gösterilen itibar  çok büyüktür ,aynı  itibar kendisine gösterilmeyince  adam çok bozulur
     mektubu vermez,kendince bir hikaye uydurarak,bu eşek size gelmek istedi yolu bilmediği için ben ona yoldaşlık yaptım benim vazifem bukadar diyerek ,eşeğide bırakıp konaktan ayrılır,eşeğin suyunu yemini verdikten sonra  sırtına konulması gerekenleri zaten bilen vali yükleyip eşeği sahibine geri gönderır.
     Adam Mektubu okumak için eve kadar gitmeyi bekliyemeyip açınca içinde şöyle bir yazı bulur,o eşek eşini bulmuştu niye bıraktın  yazık oldu ….
    Adam çok sinirlendi,sadece vali ile yakınlaşma istemenin cezası bukadar ağır olmamalıydı ama eşeğe de artık yetişmek    mümkün değildı, ona bir cevap  bir ders vermeli ama nasıl,,.onuru kırılmıştı
O gece ve birkaç gece uyuyamadı,
eşeğin bir sonraki  seferini beklemeye başladı ,ancak normal zamanını çok geçirmiş olmasına rağmen  gelmedi, eşek bukadar ara vermezdi gelmesi gerekirken  hala gelmeyişi ne anlam veremedi birkaç gün sonra  pazarda daha önce eşeğin  sürekli gittiği  esnaflara  sordu herkes aynı cevapta ,hayır gelmedi.
    Nihayet  günler sonra eşek semerindeki notu ile adamın evinin avlusuna görüldü 
orda kendi başına hiç yapmadığı şekilde  anırıyordu, adam eşeği ve eski notu hatırlayınca öfkesi dahada artti ,hayvana da zarar vermek mümkün değil kimin yaptığı belli olur onun bedelini ödemek  istemiyordu,ama içi içine sığmıyor  öfkesini de bastırmanın yolunu arıyordu,eşeğin yanına gitmeden uzaktan seslenip bakıcısını notu almaya gönderdi,
not şöyle idi
Bugün hiçbirşeye ihtiyacım yok sen  içindeki öfkelerin tamamını eşeğın heybesine yükle bana gönder,onlar kimseye zarar veremesın diye buradaki kayalıklardan aşağıya  atıp seni kurtaracağın inşallah rahatlarsın,adam sarsılıp kaldı, yaptığı hatayı fark etmiş bir anda aklı başına gelmişti
Eşekle eşek olmanın insana yakışmıyacağını anlamış olacak ki
Avare  insana eşekle bile ders veriyor ,yada eşektende alınacak ders varmış diyerek eşeği n yanına gitti daha önce hiç bakmadığı şekilde eşeğe sevgi ile yaklaşıp  sırtındaki semeri indirdi taşıdığı yükten birbirine girmiş tüylerini  tımarladı  güzel gözlerine bakarak kulaklarını elleri ile okşayıp beni affet diye mırıldanıp, sahibine geri gönderdi.