SARI ÖKÜZ

SARI ÖKÜZ

Anaadolu insanı iyi ve kötü güne sakladığı sarı olmasa da sarı dediği  bir öküze sahiptır
Karadenizde bu hayvanlar ilk baharla birlikte mini yaylalara,köye bir iki saatlik mesafede olan  mera lara  götürülüp bırakılır,süt vermiyen inekler,küçük danalar la birlikte bir topluluk halinde otlamaya çıkarlar ve akşam olunca yatalak seçtikleri düzlükte liderleri olan sarı öküzün seslenmesi ile toplanıp uyurlar.
Bu kışın geldiği zamana kadar böyle devam eder.
     Mahallede bağıra bağıra ilerliyen koca sarı okuzun sesi herkese ulaşmıştı,sadece hayvanlar değil ,diğer hayvanların sahipleri tarafındanda duyulmuş,hazırlanılması gereken zamanın geldiğini anlamışlardı.
küçük , büyük herkes aslında bu seramoniyi sever
bu olayın iki tarafı var,bir tarafı eğlenceli olan hayvanların otlaklara kadar olan yolculuğuna eşlik edip rutinlikten kurtuluuş anlamına gelen sösyalleşmeyi sağlıyacak ,diğer taraftanda,yazın,geldiği,kesinleşmiş olacağından çiçekler böcekler ve diğer hayvanların sevinci adeta insanlara yansıyacak ve yaşam sevinçleri artacak.
   Küçük bir mahalle,hemen herkesin iki veya üç hayvanı var,
yola çıktıkları ahırdan buluştukları nokta olan mahallenin çıkış noktasına kadar herkes tek başına hayvanları götürdükten sonra ilk buluşmanın kaynaşmaya dönüşünceye kadar olan kısmında insanların müdahalesi gerekebiliyor.
   Artık mini yaylanın yoluna girilmiş,en önde koca boynuz ve boynuyla heybetini diğer bütün hayvanlara gösterdikten sonra,sürünün önüne düşmüş onlara şimdiden liderlik yapmaya başlamıştı.
sürünün arkasında ancak tek sıra halinde yürünmesine musaade edecek kadar dar olan dik ve otler la kaplı patika yolu hayvanların ayak tırnaklarının basamak haline getirdiği yerlere basa basa gidenler,çoktan hayvanların dünyasından çıkıp,kendi küçük ve güzel dünyalarının içine dalarlar.
    Herkesin sırtına aldığı küçük sopanın ucuna bağlı bezin içinde biraz mısır ekmeği,biraz kurutulmuş tuzlu peynir,ve birazda varsa kendi yetiştirdikleri sebze veya meyvenin yanında ,hayvanlara verilmek üzere muhakkak hepsinde kaya tuzu bulunur.
yokuş ve dar yoldan ilerledikçe hayvanlar açlıklarını gidermek için sağa sola sarkmalarının da etkisiyle menzile ulaşmak istenen zamanda olamıyacağı için ,yolda bulunacak pınarlarda bir nefes zamanda kısa bir atıştırmadan sonra hayvanları sesli ikaz ile yola  devam edilir.
    Zamanın keyifle ve muhabbetle geçmesi halinde hızını kimse tahmin edemez ,yola çıkalı iki saat geçmiş ama daha yolun yarısına kadar gelememişlerdi,toplanma,yola koyulma derken geçen zaman la öğleni bulmuşlardı,aslında sarı öküz işi bilen biri hiç yolundan şaşmadan sürüyü otlaklarına doğru götürüyor ama  yolun dar olması hende yaban otları ve kışın yağan karın ağaçları yola devirmesi ile yaşanan zorluktan olmalıki ,bu saate kadar yolun ancak yarısı gelinebilmişti.
   Ara sıra sürünün başnda olduğunu hatırlatan sarı öküzün seslenmeleri mahalleye kadar ulaşıyor,evin hanımları ,kendi hayvanlarına ,,,,yavrumm,,,diye seslendikten sonra işlerine devam ediyordu.
 
artık hayvanlarda peşindeki sahipleride yaylaklara gelmenin heyecenini yaşıyordu,bulutlar adeta üzerlerinden geçiyor,esen tatlı meltemle oksijeni ciğerlerine çektikçe iştahları kabarıyor,adeta iklimin değiştiği bu alanın sunduğu bitki zenginliğinin ağızlardaki tadı nasıl etkilemişse yedikçe yiyorlardı.
   Sahipleri ince yapraklı çam ağaçlarının altına yatmış,rüzgarın çamda çıkardığı ıslık sesini dinleyip yorgunluklarını attıktan sonra bezlerine bağladıkları tuzlu peynirle ekmekleri yedikten sonra tabiatın sesi ile şekerleme yaptıktan sonra artık dönüş zamanı geldiğini düşünüp,hayvanlar için getirdikleri kaya tuzlarını ayak basamıyacakları ve ancak boyunlarını uzatıp yalıyabilecekleri suya yakın bir yere dizip dönüş yoluna koyuldular.,
    Akşam karanlığı bastırdığında dönüş yoluna koyulduklarında dar ve etrafından dolaşılması mümkün olmıyan boğaza konulmuş kocaman ağaçlardan ıbaret bir seti gördüklerinde anladılarki sahipleri onları burada bırakmış 
ahırlarına koymıyacak,
   Birkaç seslenmeden ibaret isyanları biraz sonra sarı öküzün toplanma ve uyuma bölgesine gelin mudahalesi ile sona erdi,önce büyükler sonra danalar geri dönüp söylenen yerde dizlerinin üzerine çöküp dinlenmeye çekildiler.
   herkesin yatmasını bekledikten sonra boynundaki kalın ve tok sesli cıngırağı bilerek boynunu bilerek sağa sola sallayıp buranın bir lideri var o da benim dedikten sonra yatalak yerin en hakim ve boğaz kısmına uzandı.
   Sabah hayvanlar için güşeşle başlar onların biyolojik saatleri bedeni uyandırır hayata başlarlar
herkesle birlikte sarı oküz de kalkmış otlanmaya başlamıştı,neden biraz sonra tuz ihtiyacı duydular ve birer birer sahiplerinin koyduğu tuzları yaladıktan sonra hemen biraz alt tarafta bulunan ırmağa inip sularını içtikten sonra günlük tek işleri olan otlanmaya başladılar.
    Sarı oküz diger hayvanların bilmediği bişey biliyor onların hissetmediği birşeyi hissediyor ve otlanmanın dışındada sorumluluğu olduğunu bilerek daha temkinli yerlerde ,daha bölgeye hakim yerlerde otlamaya dikkat ettiği gibi lideri olduğu sürünün de kontrölü dışıa cıkacak yerlere gitmelerine musaade etmiyordu.
yabani hayvanların saldırabileceğini bilen biri olarak,bunu ürkmemeleri için hem sürüsüne hissettirmiyor ,hemde bu durumun getirdiği özgürlük kısıtlayıcı davranışları telöre edecek güzel otlaklar bularak kendini affettiriyordu.
   Otlaklara geleli kaç gün geçmiş ise ,hayvanların sahipleri,nöbetleşe yapmaları gereken kontröller esnasında hayvanlara bitme ihtimali olan yalanacak tuzları takviye eder,tek tek sayımları yaptıktan sonra köyüne geri dönerdi,işte bu gün bunun yapılmasından sonra gelenin arkasından ,bizi yanlız mı brakıyorsun der gibi seslenmelerden sonra herkes tekrar otlamaya geri dönmüştü.
Akşam olup tekrarlanan uyuma faslından sonra ,
sarı öküzde kimselerin nedenini bilemediği bir huzursuzluk vardı
boynuzları ile bodur kumar ağacının kökleriyle adeta kavga ediyor onları yerinden sökmek ister gibi saldırıyordu,hiçbir hayvanın anlam veremediği bu davranışa genç hayvanlar hayranlıkla bakıyorlardı.
    Hava biraz daha karardı ama sarı öküz yatalağın boğaz kısmını adeta düzlemek istiyor,önce boynuzları ile kök söküyor sonra kalın ve kısa bacaklarından aldığı kuvvetle toynaklarını çapa gibi kullanıyor etrafa topraklar saçıyor.,sürüde huzursuzluk ,merek,had safaya çıkınca hepsi birden ayaklandı,küçük hayvanlar büyüklerin yaptığı çemberin içine girip hep birlikte boyunlarındaki çıngırağınsesini yükselten hareketler yapmay başladı.
     Sarı öküzün durmaya niyeti yok,bir iki adım ileri gidip geri geliyor,etraf iyice temizlenmiş tam bir düzlük haline gelmişti,diğer hayvanlarda artık aynı yöne doğru durmuş,çıngırak seromonisi ile herkes bekliyor.
    Bu bölgede genelde yırtıcı hayvan olmaz sadece domuz sürüsü olur,onlar asla ehli hayvanlara dokunmazlar ,o açıdan hayvan sahiplerinin başka tedbir almadan bırakmalarının sebebi budur,
ancak bu sefer durum başka,nerden gelmişse kocaman bir boz ayı iki gündür etraflarında dolaşıp kolladığı sürünün içinden en zayıf olandan birini alıp götürmeye niyetli,gün boyu akşamın olmasını beklemek bile ona zor gelmiş olmalıki,sarı öküzün ben burdayım buralara gelme tehditlerini bile önemsemeden sürünün bulunduğu yatalağa kadar gelmişti.
    Sarı öküzün o zamana kadar sürüye getirdiği kısıtlamaların nedenini küçüklerin dışında herkes anlamıştı,
    Ayı aç ama heybetli ve güçlü görünüyor ,
sarı öküz tereddütsüz üzerine boynuzuyla tosladı,
ayı evet güçlü ama sarı öküz kadar çevik değil 
hantallığının bedeli aldığı kuvvetli boynuz darbesi ile sıkıştığı çam ağacından zor kurtuldu
sarı öküzün durmaya niyeti yok 
bir darbe boynuzu daha atacakken
ayı pençesini sarı öküzün sağ dudağını yakalayıp yırttı,
acıyı hissetmiyordu ,dahada kızdı,arkasından gelen çıngırak seleri,adeta biz seninleyız ,sen onu yenersın diye tezahürat ediyorlardı.
üçüncü boynuzu ayının ayağa kalkıp,sarı öküzün boynuna atlamak istediği anda karnına geçirmiş ,kılıç gibi boynuz ayının derin bir şekilde yaralanmasına sebep olmuştu.
artık ayının gücü kalmamış kaçmaktan başka çaresi olmadığını anlamışt
kavga esnasında zaten yatalktan uzaklaşmışlardı,ayıyı daha fazla kovalamak sürüyü arkada yanlız bırakmak doğru olmıyacak tı ve bir kahramanolarak geri döndüğünde yanaklarından akan kanı topraga sürerek durdurdu.
     Artık huzursuzluk bitmiş olanlar olmuş uyuma zamanı gelmişti.
Bir sonraki hayvan sayımı ve ziyaretine gelen sahiplerden biri durumu farkettiğinde aradan geçmiş olan bir haftanın etkisi ile yarası iyileşmiş ama belirgin olarak işaretleri görünüyordu.
köye inip durumu anlattığında herkes elinde bulunan küçük büyük silahların tamamı ile yanlarına aldıkları avcı köpekleri ile tüm merayı gezdiler isede hiçbirşeye raslıyamadılar,ama endişelerini de gideremeden geri döndüler.
bu otlaklarda şimdiye kadar hiç olumsuz bir olayın olmamış olmasından kaynaklanan rahatlıkla artık yeniden yabani aramanın gerekli olmadığına karar verip kış gelip hayvanların artık yem bulamıyacakları aralık ayına kadar beklediler.
    Bu aradan geçen zaman içinde sarı öküz hiç gardını düşürmedi,
hiçbir akşam rahat uyumadı
sürüsündeki her canı kendi canında aziz bilerek işini yapmaya devam etti
onun için en büyük zorluk artık kış gelip ahırlara bağlandıkları gün başlardı
reiisi olduğu sürüsünden ayırıp onu tek başına bir ahıra bağlamanın,ne anlama geldiğini bilselerdi onu aç susuz da kalsa dışarda bırakırlardı,ne çareki kimse bunun farkında olmadığı için, bir sezon sonraki yaza kadar içi koku ve nemle dolu ahırda beklemek zorunda kalacaktı.