kılsız kuyruk

kılsız kuyruk

Üzerinde tarım toprağı kalmamış tümseklerden ibaret sarı kum tepelerinde  yuvalanan kertenkelenin hikayesidir.
Arap yarımadası genelde topraktan yoksun,fırtınanın sağa sola savurduğu kumlardan , çollerden ıbarettır.
buralarda yaşıyan hayvanların yaşam serüvenlerinde diğer coğrafyalarda yaşıyanlardan çok daha fazla zorluklar vardır
hem besin zincırındeki halkalarda sıkıntı var hemde diğer coğrafyalardaki gibi ağaç,çiçek,böcek sıkıntısı yaşandığı için doğal olarak beslenme zorluklarıda yaşanır.
    Sadece beslenme zorluğumu tabiki değil, barınma sıkıntısıda hat safhadadır,yırtıcılardan saklanmak için bir yaprak altına girip kaybolmak  varken,açığa düştüğünüz anda av olmamak için bulmanız gereken deliğin mesafesi sizin ömrünüzün süresini belirler.
    Kılsız kuyruk
 lakabına uygun bir kertenkeledır,güneşin sürekli tepenizde olduğunu düşünürseniz ve gece den başka beslenme şansınız yokken,durumu zorlayıp gündüzde deliğinizden çıkmak isterseniz zaten kahve olan derinizin rengi tamamen kararır,ve size birileri adınızla değil lakabınızla hiyap etmeye başlar.
   Aslında kılsız kuyruk sadece farelerde olur,kimbilir belkide kararan kuyruğunu fareninkine benzettikleri için bu benzetme yapılmıştı
   Kumun ilk yirmi santimlik derinliği kaynar  halde dir ,oraya kadar olan bir mesafede deliğinizde durma şansınız yoktur,daha derine inip güneşin etkisinden kendinizi korumak zorundasınız,
    aşağıya doğru indi herhalde otuz santimi bulmuştu,orada kendine bir durak yapıp akşamı beklemek üzere uyuyacaktı,
    kum dünyasında tehlike sadece yırtıcılar veya güneş değildir asıl tehlike buralarda safari yapan araçlar ve insanlarla birlikte yaklaşık bir ton gelen develer dır,
şans, bilemezsınız ,iner uyumak için beklerken tepenizdeki kum fırtınadan birden bire açılır açığa düşersınız yada vucudunuzun herhangi bir yerinden geçen ağırlıkla bir yeriniz kopar.
   Kertenkeleleri Allah bazı farklılıklar la yaratmış,bunların en önemlisi kopan kuyruğunun yerine yenisinin cıkmasıdır,bu kuyruk bazen sadece kazalarda araba,deve yada insanların basmasıyla kopmaz yılanlar tarafından yakalanma esnasındada bedeni kurtarmak için kuyruktan vaz geçildiği içinde kaybedilir.
   sırtındaki yükü ile kocaman bir devenin toynaklarının bastığı yerdeki kumun deliğini kapattığını gördüğünde,daha kötüsüde olabilirdi diye mevcut durumun kendisini üzmesine engel oldu,dort ayaklarını da elleri gibi kullanma özelliği olan kılsız kuyruk,şaşkınlığı üzerinden attıktan sonra insan elindekine benzer parmakları ile üzerine yığılan kumları arkasındaki deliğe doğru süpürerek güneşin kızdırdığı kumdan delik açmaya çalışıyordu,yukarı  doğru çıktıkça kum daha yakıcı hale gelmiş avuçları yanmaya başlamıştı ama çaresiz devam edip kendini kızgın kumun üzerine tekrar attı.
   Sağ eli kendini ileri çekmek için hamle yapınca kuyruğu sola döner ,sol eli aynı şeyi yapınca kuyruğu sağa döner şekilde kum üzerinde bedenini mümkün olduğunca uzak tutmak için ayaklarını dik şekilde kullandığından olmalı böyle yürüme şekli ortaya çıkınca ,avcılarını da şaşırtır hale gelmişti,
   Bu saatlerde açığa düşen kertenkelenin birincı avcısı kartal doğan ve benzeri uçanlardır,buralarda yılanlar daha çok akşam karanlığında avlanmya çıkarlar,aksi halde onlarda uçan avcılarına av olurlar.
   Tepesinde beliren doğanın avını incelerken ,onun bir kertenkeleden ziyade bir tuzak olduğu kanaati ile orayı ıskalaması büyük şanstı,koşmaya devam ederken farkında olmadan verdiği bu görüntü avcılarının hemen hepsini şaşırtmıştı,bulacağı bir delik umuduyla rasgele koşuyor du,bir ara develerin ayaklarından meydana gelmiş bir çukurda dinlenmeye çalıştıysada orasıda ateş içinde kaynıyordu,koşmaya devam etti,kendi bölgesi olmasına rağmen daha önce böyle bir durumla karşılaşmadığı için yedek bir delik belirlemeyi veya edinmeyi düşünmemişti.
   Yorulmaya başlamıştı bir an önce sığınak bulmalı saklanmalıydı,belkide çok hızlı kaçtığı için delikleri ıskalamış olabilirim diye hızını düşürdu,haklıymış az daha ilerlediğinde hafif bir meyil kumun kuzey tarafında bir delik buldu,çok incelemeye vakti olmadığı için burasının herhangi bir yılana ait olma riskini de  göze alarak içeri daldı,
nekadar içeri girdiğini dahi düşünmeden aşağıya doğru inmeye devam ediyordu,vucudu sürekli kumun sıcağına maruz kaldığı için ısınmış normalinde otuz santimlik derinlikteki mesafe ona yetecekken daha derinlere inmesine ragmen ısısı düşmediği için inmeye devam ediyordu.
   Kertenkelelerin,yumurtaları  on üç gunde çatlar ,anneleri onları korumaktan başka birşey yapmaz taaki yumurtalar çatlayıp doğduğu güne kadar,doğduktan sonra babaları ile birlikte buyütür ler,
  Kılsız kuyruğun daldığı bu deliğin dibinde  üst  uste yığılmış yumurtalar vardı,bir an tereddüt edip irkildi isede etrafta kimsenin olmaması tekrar kendine gelmesini çabuklaştırdı,ama tuhaf bir durum vardı ,hem çok derine inmişti hemde yumurtaların başında kimse yoktu,
   Zaman geçtikçe kendine olan güveni yerine geldi,beklemeye başladı,sonuçta gelmesi muhtemel kertenkele ile konuşup durumunu anlatıp akşama kadar burda kalmsına musaade istiyecek sonrada gidecekti,nekadar zaman geçti akşam oldu karanlık basıp kumdaki sıcaklık soğuğa dönünce artık gitme zamanı gelmişti,yumurtalara dönüp baktıktan sınra hızlıca deliğin başına kadar geldi,sonra oradan yönünü belirlemek için bakınırken deliğin içindeki yumurtaların  onların güvencede olup olmadıklarını görmek istemiş olmalıki sahibini beklemeye başladı.
   Gelen giden yok,açlığını birkaç karasinekle giderdikten sonra kapının ağzında bekçi gibi beklemeye başlıyalı haylı zaman olmuş artık sabah olmak üzere idi,hala gelen giden yoktu,cesaret gösterip yeniden deliğe daldı,eğer biri gelirse söyliyecekleri dünkünün aynısıydı,musaade et karanlığa kadar burda kalayım sonra giderim,
    sabah olalı onca zaman oldu gün akşama döndü hala gelen giden yok
     Şaşılacak bir durum var yumurtalar var ama ana baba yok hadi birinin başına bişey gelse diğeri burda olmalı o da yok,
gitmek üzere çıkılan deliğin başına üç akşam gelip geri girmiş tı ama bu yumurtaların sahipleri gelmemişti belliki bu yumurtalar sahipsiz kalmıştı
    Hem alıştığı bir delik halıne gelmiş hemde yumurtaları yavaş yavaş sahiplenme duygusuna kapılmıştı
artık burda kalmalıydı
hiçbir anne baba yumurtasını üç gün sahipsiz bırakmaz
demekki bu yumurtaların sahıplenilmesi gerekir diye düşündü
o günün akşamı çıkıp o güne kadar bekleme pozusyonunda olmaktan dolayı doyuramadığı karnına birkaç böcek birkaç çekirge ve akrep gönderdikten sonra yetim yümürtaların yeni sahibi olarak deliğine girdi,geçmişini kimselere söylemiyeceği sırrıı ile
hem bir delik ve yuva sahibi olmuş tu
hemde
artık yumurtalar çatladığında onlara bakacak büyütecek biri olacaktı.