23-07-2020

Kimliksizlik

Eskiden ayakkabısının topuğuna basan,elinde tespih le gezen gençleri görüp eleştirirdim,ayakkabıları boyalı,ütülü pantolon la gezen gençleri görüp  eğitim ve refah seviyesi arttıkça,dönüşümüm bu yönde olacağını hayal ederdim.
   Beklentilerimde yanıldım
   Genç kızlar veya genç erkekler,cep telefonlarına gömülmüş,kot ve mont arasına sıkışmış biri haline gelmişler,seç deseler çaresiz kalır üçüncü seçeneği arardım.
   Bu yaşam tarzı nezaket üretmez,hayata karşı olan lakaytlıkları kendilerinde oluşması gereken,zorluklara karşı direnme kabiliyetini geliştirmiyor,karşılarına çıkan en küçük yokuş karşısında teslim oluyorlar,geri vites yapıyorlar.
   Bir delikanlı uçağa binmek üzere bekleme salonunda  benim önümde oturuyordu,uçağa binip,telefonlarınızı kapatın anaonsuna kadar,tam bir hanım dedikodusu muhabbeti yaptı.
   Tabiki hoşgöru gösterip sustum,ıkaz etmedim,fakat çok üzüldüm.
   Birinin ağzına bir kaşık verip,içine doldurdukları suyu hiç dökmeden söylenen hedefe yürümesini istemişler,denek büyük bir başarı gösterip bir damlasını dahi yere dökmeden götürmüş,kendince başarısının keyfini çıkarırken,sürekli kaşığın ucuna baktığından yol üzerindeki bütün kıymetleri ve güzellikleri ıskalamış.
   Çayır çimen,ağaç,çiçek,böcek,kelebek,deniz,dağ hemen herşeyı ıskalayıp,kimin hangi amacına hizmet için yazdığı belli olan-olmıyan oyun ve poğramlara kurban gitmelerine gönlüm razı gelmıyor.
   Cennet olan dünyayı kendilerine cehennem ediyorlar,sürekli şikayet eden,varlığınndan yetinmiyen ,çözüm bilmez,üretmiyen,tebessümü unutmuş somurtkan varlık haline gelmişler.
   Topyekün dönüşüme ihtiyaç var,sadece sanayide,ekonomide veya bilimde gelişme insanın gelişimi için yeterli değilir,dördüncü ayağı olan kültürel gelişiminde aynı hız ve boyda olması gerekir,insanı daha fazla sistemin çalışma argümanı haline getirmek için yapılan çalışmaların karşısında birileri olarak farklı argüman ve yollarla mücadele verip sistemin insana çalışır hale gelmesini sağlamak durumundayız.
   İnsan sistem için değil sistem insan için çalışmaya başladığı gün ,herşey kültürün,nezaketin ve estetiğin hakimiyetine girecek gerçek gelişim ve ilerleme ozaman olacaktır.
   Moğol istilasında en önemli hedefleri Bağdattaki dünyanın en büyük kütüpanesini yakmalarının sebebi maddenin manaya hakimiyetinin devamını sağlamak içindi.
   Endülüs devletini yıkan ordunun başındaki komutan Hulogo, endülüs devletinin hertaraf çiçek kokan ,sokaklarında kandillerle geceleri aydınlatıp insan ruhuna hitap edecek bahçeleri kuran insanı maddenin istilasından kurtarıp mana aleminde gezdiren medeniyeti oluşturan tüm ilmi ve felsefi kitaplar dahil tamamını yok etmiştir. 
   Daha çok yeni 1975 yılında Kamboçyada  iktidara gelen Pol Pot adlı Kızıltımerler orgütü lideri ilk yaptığı iş ülkedeki bütün 
yazar ve öğretmenleri düşünürleri kapsıyan dörtmilyon insanı idam ederek tüm dergiler ve gasteler le ülkedeki tüm kitapları imha ettırmek olmuştu.
   Dünyadaki
hiçbir savaş devletleir  yada milletler arasında olmamıştır,hatta dinler arasındada değildir,öyle görünür veye kabülenilsin diye öyle gösterilir.
   Madde ile mananın savaşı,görünürde, milletler yada devletler arasında  ekonomik, sosyal veye siyasi yada askeri sebeplerden çıkarılan savaşların gerçek sebebei madde ile mananın hakimiyet savaşıdır
ateşle su 
aydınlıkla karanlık
gülle diken
aşkla nefretin kavgasıdır.
   insanın sisteme çalışması,maddenin insan zihninni istila etmesi ile mümkündür,bunu sürekli kılmaya çalışan ana dinamikler çocuk yaşta tek yol tek çare diye zihinlere kazınmış,sorgulamıyan herkes öğrenilmiş yanlışları düzen zannedip onun kılıcını sallamaktadır.
   Maddenin insan zihnini istila etmesi demek onun bütün yaşam sebebinin madde olduğu sonucunu doğurur ve insanoğlunu kendine esir eder,yirmidört saatlik bir günün tamamında madde ile temasta iken insan zihnini sürekli kendisinde tutmayı beceren tüm nesneler,kendi eksikliğini hemen listeleyip bensiz olmaz hemen temin yoluna gitmelisin diye insanı yönlendirir,şartların müsait olması veye olmaması onu hiç ilgilendirmez,
   hemen öğrenilmiş yanlışlar kullanılmaya başlanılır,paran yoksa borç al,oda yoksa haksızlık yap,oda yoksa rüşvet ye,oda olmazssa bankadan kredi kullan faiz öde,ama eksikliğini muhakkak gider yoksa elalem neder,sana yakışırmı,gibi 
herkesi üz ama kendini üzme
   Halbuki,
   Maddenin istilasından kurtulan insanın manaya geçmesi an kadar kolaydır,
göz maddenin insanı esir aldığı en önemli organıdır,gözlerini kapatan insanın gönül gözü açılır,daha çok kokuya,dokuya sese,sevgiye,yönelir,tüketeçeği şeyler değişir maddeden çok manaya doğru evrilir,
manada tüketim yoktur,her kullanılışta çoğalır,sonsuz kaynakları vardır enginliği insan veya fezanın  eni boyu ile sınırlı değildir.
   Zenginliğin tarifini madde ile yapanların arasında kıyas yaparsak kim kimden zengindir yarışında yapılacak işlem matamatiksel yolla bulunur, tamamen izafi olan bu kavramı mana alemi ile yorumladığımızda ortaya çıkan sonsuzluk kavramıyla yarışması mümkün değildir,
   Seçim insanın elindeymiş gibi görünsede,öğrenilmiş yanlışlardan kurtulmanın kolay olmadığını kabul etmek ve bu mücadelede bir santim bile olsa yol kat etmek adına mücadele edenleri takip etmek gerek.